1 Nisan 2010 Perşembe

Moleskine Aşkına!!


Analog Blog - MOLESKINE

Yahu sen nasıl bir kağıt çeşidisin, micron veya türevi kalemlerle insan kendinde bir hemingway modunda hissedebiliyor bu defterleri kullanırken, minicik bir nokta bile bu defterlerde sanat eseri yaratmışsın etkisi uyandırıyor. Bilmiyorum kullanananız illaki vardır ama bir bağımlılık yaratıyor sizde de değil mi yoksa bende bir defter sapıklığı yok yani..Geçen gün Nişantaşında keşfettiğim minik ama özenle seçilmiş defter ve kalemlere sahip dükkanda binbir çeşidini bulduğumda yüzümdeki gülümseme ile kendime geldiğimi fark ettim. Görevli kız da bana bakıp gülüyordu çünkü bir elimde defterler diğer elimde kalemler, çantasında harçlıklarından arttırdığı para ile kendini ödüllendirmek isteyen minik kız çocuğu oluvermiştim 2 dk. da sonra zaten dayanamayıp kıza ben galiba cennetteyim gibi bir cümle söyleyince amanın ne oluyor kendini kaybettin Kübra dedim kendi kendime :D yok aslında o dükkandan sonra bir de  yandaki Muji'ye girince  işimi zorlaştırmadan emeklilik hayalim olan kırtasiye fantazimi gerçekleştirmem gerektiğini bir kez daha anladım. Gerçekten insan sevdiği işi yapmalı böylesine defter ve kalem sapığı olmuşken en kısa zamanda Moleskinelerim ve caran d'ach kalemlerime kavuşup kendimce bişiyler yapmalıyım di mi ama :))
Bu arada benim gibi moleskine ile coşan var mı diye arattım ekşi sözlükte birkaç yorum da ordan:

en keskin kitapların, en keskin bölümleri not alınır bu deftere. anlar. hayattan anlar. taşıdığı mirasıyla büyür, olgunlaşır cümleler. sihirli bir el değmiş gibi.

moleskine'i olanlar ve olmayanlar diye ikiye ayrılır dünya.

ilk görüşte aşk.defter dedigin böyle olmalı kaymak gibi sayfalar kalın simsiyah kapak.kayboldugu takdirde şu adrese teslim edin ödül olarak su kadar para temin edecegim gibi sayfanın basına da not atmayı borç bilmiş degerli defterin saygıdeger üreticileri.picassoya aşık biri olarak zamanında onun kullanmış olması el titretiyo bittabii.. acaba yazsam mı yazmasam mı diye düşündürtüyor ama olsun pişman degilim diyorsun yazınca da,içinden yaa daha güzelini yapabilirdim aslında kuşkusuyla..

  En çok da bunu sevdim dolmakalemlerin pürüzsüz tenli sevgilisi.

Biraz da reklamlar..



Gerçekten Çok Başarılı..


İnternet'te takip ettiğim bazı siteler var..Saatlerce kalıp ilginç resimler toparladığım..Geçen gün bu resimlere yenilerini eklerken daha önce dosyama eklediğim bazı reklamlar çıktı karşıma..Resimdeki reklama bayılmıştım ' A new movement in hair is here ' sloganyla Dove.. Gerçekten herkese, uluslararası boyutta ve tadda hazırlanmış..Küçücük bir çocuğun bile anlayabileceği ve hatta etkileneceği bir reklam olmuş diye düşündüm kendi kendime..Sonra Türkiye'de çıkan reklamlara baktım..Böylesine mizah kalitesine sahip, toplumun her kesimine hitap etmek için 60-70-80.. diye ellerini şıklatıp reklam yapmaya çalışmayani görüntüyü konuşturup kısa zamanda zekice derdini anlatabilen işler bekliyoruz artık büyük markalardan, bir tasarımcı olarak belki fena eleştiriyorum ama küçücük çocukların bile günümüz reklamlarını eleştirmesini duyduktan sonra dayanamadım 2 satır yazayım dedim :D