8 Mart 2009 Pazar

Algı ve Görsel Kimlik

Algımız..görsel olarak mı?işitsel olarak mı?
Hangisi..???
Algımız dersek,hatıralarımızı zihnimizde canlandırmamızı sağlayan iki değeri biraraya getirmiş oluruz..ya bunları birbirinden ayırarak değerlendirmeye kalksaydık o zaman nasıl algılardık? Acaba şuanda içinde bulunduğumuz hayatı başka gözle değerlendirseydik...mesela görme problemimiz olsaydı,karşımızdaki insanın jest ve mimiklerinden onu değerlendiremeseydik veya işitme problemimiz olsaydı hayatı algılayışımız ne kadar sağlıklı olurdu? farkında mıyız?
Görsel ve işitsel anlamda ulaşamadığımız insanlara içinde bulunduğumuz toplumun görsel kimliğini taşıma sorumluluğunu nasıl kazandırabiliriz???..Onların pencerelerinden hayata baktığımızda duyu organlarımız aslında hayatı daha farklı yorumlar,bakmak ve görmek farklıdır diye kimi zaman tartışan bizlerin onların gözünden hayatı algılaması nasıl olurdu acaba?

Bu konuda bir egzersi yapmayı öneriyorum sizlere:
Gözlerinizi kapatıp günün büyük bir zamanını (yani aslında ben bu mekanı ezbere bilirim dediğiniz bir yeri) geçirdiğiniz bir mekanı ellerinizle inceleyin..Gözün görmediği farklı detayları yakalarken belki de bulunduğunuz mekanın sizin bedeniniz için ne kadar sağlıklı olup olmadığını da keşfedebilirsiniz..Aslında böylece belki de hergün keyifle baktığınız ofisinizin veya odanızın manzarasını kaybetmiş olacak ve kendinizi aslında yabancı hissetmediğiniz bu mekana karşı yabancılaşacaksınız ..
Peki bundan sonra nasıl yorumlayacaksınız çevrenizi,hayatı ve de modayı?..Neleri seçip neleri seçemeyeceksiniz?günlük hayatınızın bir parçası olabilecek alışkanlıklar neler olacak?..
Aslında kişilere görsel kimliği kazandırabilmek için ulaşılabilecek tüm noktaları değerlendirmek gerekiyor kanımca..Modanın belirlediği kurallardan öte psikoloji,sosyoloji hatta beden dilini daha iyi bilip insanı; algılarının yarattığı dünya içinde tanımak gerekiyor..