4 Nisan 2010 Pazar

İmgeleme..


:)

Bu kadar kolaymış meğer..

"İmgeleme (hayalgücü), bilgiden daha önemlidir"
~ Albert Einstein ~

İşte bu kadar aslında..İnan, öngör ve hedeflediğin bu görüntünün peşinden git!
İnternet'te ya da kameranızla yakaladığınız görüntüleri en sevdiklerim diye toparlamak bile işe yarayabilir bu çalışma için aslında, hayat eşittir güzel görüntüler topluluğu olmalı diyorsak neden böyle görüntüleri hayal edip biriktirmiyoruz,neden haberlerin en trajik olanlarını dinleyip sıkıntılı insanların sıkıntıları paylaşmadan öte üzerimize alıp hayat işte böyle bişiy zor ve çekilmez diyoruz kimi zaman? Güzellik isteniyorsa çağırmak gerek, bir insana bile ulaşmak istediğinizde onu çağırıyorsanız güzelliklerinde siz çağırmadan gelmesini beklemeyin bence! 
Bu konu ile ilgili internette okuduğum bir yazıyı paylaşmak istiyorum herkesle..

Yaratıcı imgeleme; kişinin zihninde istenilen durum için kendisinin gördüğü, hissettiği, duyduğu bir canlandırma yapması, benzetme yaparsak bir video yaratmasıdır. Yaratıcı imgeleme; gerek Tamamlayıcı Tıp'ta iyileşmek için zihin tedavi olarak, gerek bizde oluşmasını istediğimiz davranış modelini yaşamımıza geçirmek için (NLP- Hipnoz), gerek de spor gibi fiziksel hareketleri daha kolay öğrenmek için zihnimizde önceden canlandırma yaparak gerekli sinir bağlantısını beynimizde oluşturmak amaçlı kullanılır.  
Burada ilginç olan, beynin gerçek olanla gerçekmiş gibi olan şeye aynı ya da benzer ölçüde tepki vermesidir. Zihindeki gerçeği algılayış tarzımızın sağlığımızı da etkilediği bilimsel bir gerçektir. Örneğin hastaya verilen plasebonun (hastanın ilaç sandığı gerçekte şekerden oluşan ve bedene hiçbir etki yapmayan hap) iyileşmeye etkisi gibi. Bu yaratıcı imgelemenin iyileşmeye etkisidir. Hipnoz gibi tedavi yöntemlerinde de bilinçaltındaki gerçekleri, değiştirmek için kullanılır. Kişisel gelişim bilgilerinde yaratıcı imgeleme; motivasyonu arttırmak ve güçlü hafıza için kullanılır. Kuantum Kodlama gibi enerji çalışmalarında da, yaşam enerjisini istediğimiz şeyin olma olasılığını arttırmak ve o şeyi yaşamımıza çekmek için kullanılır. Ancak şimdi, bunun fiziksel performansa etkisini inceleyeceğiz.
Eski bir NASA araştırmacısı olan ve California, Berkeley’de Uygulamalı Bilimler Enstitüsü Başkanı Dr. Charles A. Garfield’in yaptığı araştırmada, dünya sıralamasına girmiş bir atletizm takımını 4 gruba ayırıyor. İlk grup süresinin %100 ünü eğitimle değerlendiriyor. İkinci grup bu sürenin %75 ini eğitimle değerlendiriyor ve geri kalan %25 ini ise elde etmeyi umdukları başarıları gözlerinde canlandırıyorlar(imgeliyorlar). Üçüncü grup ise eğitim süresinin %50 sini eğitimle, diğer %50 sini ise imgelemeye ayırıyor. Dördüncü grup ise bu sürenin %25 ini eğitime, %75 ini ise imgelemeye ayırıyor. Ve şaşırtıcı olan şu ki; New York, Lake Placid’deki,1980 Kış Olimpiyatlarında uygulamada en büyük başarıyı dördüncü grup gösteriyor ve bunu sırasıyla üçüncü, ikinci ve birinci grupları izliyor.

ve yazıdan anlıyoruz ki  zihinde bir olayı canlandırmanın fiziksel performansa etkisi olduğu ve hayatta girişeceğimiz işler için, eğer zihnimizde yarattığımız modelin ‘kusursuz işlediğini’ ve ‘tam da istediğimiz gibi olduğunu’ imgelediğimizde potansiyelimizin de o oranda artacağı..